Egzersiz, bağışıklık sisteminin tüm bileşenleri üzerinde doğrudan ve dolaylı etkiler oluşturan güçlü bir fizyolojik uyaran olup, bağışıklık hücrelerinin işlevlerini ve dolaşımlarını dinamik bir şekilde düzenler. Akut egzersiz, bağışıklık hücrelerinin mobilizasyonunu artırırken, düzenli ve kontrollü fiziksel aktivite bağışıklık sisteminde uzun vadeli adaptasyonlara yol açarak immünokompetansı şekillendirir.
Egzersiz, beyin-immün sistem etkileşimini modüle eden güçlü bir uyaran olup, merkezi sinir sistemi (CNS) ve bağışıklık hücreleri arasındaki iletişimi yönlendirir. Hipotalamus ve motor korteks gibi beyin bölgeleri, sempatik sinir sistemi (SNS) ve hipotalamik-hipofiz-adrenal (HHA) ekseni aracılığıyla bağışıklık hücrelerinin mobilizasyonunu sağlar ve inflamatuar süreçleri düzenler.

GÖRSEL Egzersiz ve immün yanıt
Egzersiz sonrası IL-6 salınımı, inflamatuar ve anti-inflamatuar sitokinlerin dengelenmesine katkı sağlayarak bağışıklık tepkisini optimize eder. Düşük, orta ve kontrollü yüksek şiddetli egzersiz bağışıklık sistemini güçlendirirken, aşırı ve kontrolsüz egzersiz immünosupresyona yol açabilir.
Stresin bağışıklık fonksiyonları üzerindeki etkisi, egzersizin doz-bağımlı olup beyin ve bağışıklık sistemi arasındaki çift yönlü ilişkiyi şekillendirdiğini göstermektedir. Şimdi, bağışıklık hücrelerinin egzersize akut ve kronik yanıtlarını ve farklı egzersiz türlerinin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini inceleyelim.

GÖRSEL Egzersiz, stres ve bağışıklığın etkileşimi
Nötrofil Yanıtları
Nötrofiller, egzersiz sırasında hızla mobilize olan ve inflamatuar yanıtın erken safhalarında görev alan doğal bağışıklık hücreleridir. Egzersiz, sempatik sinir sistemi aktivasyonu ile kemik iliğinden nötrofillerin dolaşıma geçmesini sağlar.
Epinefrin mobilizasyon sağlayarak, kortizol dolaşımdaki ömürlerini uzatarak, kas kaynaklı IL-6 ve IL-8 lokal çağrı yaparak nötrofillere etki eder. Uzun aerobikler %300, şiddetli kısa aerobikler %150, anaerobik intervaller ise %25 civarı nötrofil artışları yaratır.
Egzersiz sonrasında nötrofiller kas dokusuna doğru yönlenir. IL-1B ve TNF-a üretimi ile inflamasyon sürecine katılırlar. Kronik egzersiz ile sayılarında bir değişim meydana gelmez ancak fagositik becerileri ve ROS üretim kapasiteleri gelişir.

GÖRSEL Zamansal lökosit yanıtları
Monosit Yanıtları
Egzersiz sırasında artan kortizol ve epinefrin, monositlerin dolaşıma geçmesini sağlar. Epinefrin monosit mobilizasyonunu artırırken, kortizol M2 makrofaja (anti-inflamatuar tip) dönüşümü teşvik eder. Kas kökenli olan IL-6 ise monositlerin inflamasyon bölgelerine göçünü hızlandırır.
Şiddetli uzun aerobik egzersiz %100, kısa aerobik %20, HIIT ise %40-50 monosit artışı sağlar. Egzersiz sonrası monositler dokulara göç ederek IL-10 ve TGF-B üretimiyle iyileşmeyi destekler. Bu süreç, inflamasyonu düzenleyerek doku tamiri ve adaptasyonu kolaylaştırır. Kronik egzersiz M2 dönüşümünü artırır, TNF-a ve IL-6 üretimindeki dengeyi ve kontrolü geliştirir.

GÖRSEL Kas hücresine lökosit göçü
NK Hücreleri
Doğal öldürücü (NK) hücreler, viral enfeksiyonlar ve tümör hücrelerine karşı hızlı yanıt veren lenfositlerdir. Epinefrin NK hücre mobilizasyonunu artırırken, IL-15 proliferasyonlarını teşvik eder. Perforin ve granzim B seviyeleri egzersiz sonrası artarak NK hücrelerinin sitotoksik etkisini güçlendirir.
Şiddetli kısa aerobik egzersiz NK hücre sayısını %200, uzun aerobik %150, HIIT ise %100-200 artırır. Maraton gibi aşırı egzersizler, NK hücre seviyelerini %40 oranında düşürerek immünosupresyona yol açabilir. Bu süreç, egzersizin bağışıklık sistemi üzerindeki doz-bağımlı etkisini göstermektedir. Kronik egzersizle beraber perforin ve granzim üretimi gelişir, kanser ve viral enfeksiyonlara karşı bağışıklık güçlenir.

GÖRSEL NK hücre fonksiyon düşüşü
Açık pencere hipotezi, yoğun ve uzun süreli egzersiz sonrası bağışıklık sisteminde geçici bir baskılanma olduğunu öne sürer. Egzersiz sırasında NK hücreleri dolaşıma hızla mobilize olurken, egzersiz sonrasında kortizol ve katekolamin etkisiyle dokulara göç eder ve bağışıklık fonksiyonları geçici olarak azalır. Bu süreç, özellikle ilk birkaç saat içinde enfeksiyon riskini artırır, ancak bu hipotez herkes tarafından doğru olarak kabul görmemektedir.
T Hücreleri
Egzersiz sırasında dolaşıma katılan T hücreleri, özellikle CD8+ sitotoksik T hücreleri, bağışıklık fonksiyonlarının kritik düzenleyicileridir. Epinefrin ve kortizol, T hücre mobilizasyonunu artırırken, egzersiz sonrası kortizol etkisiyle bu hücreler dolaşımdan çekilir. IL-2 otokrin ve parakrin olarak proliferasyonu destekler, IFN-y ise enfekte hücreleri yok edilmesini kolaylaştırarak bağışıklık yanıtını güçlendirir.

GÖRSEL Açık pencere hipotezi
Şiddetli kısa aerobik egzersiz T hücre sayısını %100, uzun aerobik %60, HIIT ise %60-100 artırır. Egzersiz, CD4/CD8 oranını koruyarak yaşlanmaya bağlı immünosenesansı geciktirir ve adaptif bağışıklığı güçlendirir. Özellikle düzenli orta-şiddetli egzersiz, T hücre fonksiyonlarını optimize ederek enfeksiyonlara karşı koruma sağlayabilir. B hücreleri ise egzersizden akut olarak etkilenmez, ancak kronik etki olarak antikor üretim mekanizmalarında bir miktar iyileşme meydana gelebilir.
Sonuç olarak,
Konuya ilişkin bilginizi tamamlamak ve kendinize seviye atlatmak için önceki ve sonraki yazılara göz atmayı ihmal etmeyin. Linklere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
SSPS - level up yourself
Bu ve sitemizde yer alan diğer yazılar SSPS spor ve sağlık bilimleri kütüphanesi kaynakları kullanılarak hazırlanmıştır.