Endokrin Fonksiyonlu Diğer Dokular
- sspsyonetim
- 2 Ağu 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Kas
Vücutta hormonal düzeni sağlayan yapılar düşünüldüğünde akla önce klasik endokrin bezler gelir. Oysa pek çok organ, temel fizyolojik görevlerine ek olarak hormon salgılayarak metabolik dengeye katkı sunar. Böbrekler de yalnızca filtrasyonla sınırlı olmayan, güçlü endokrin etkileri bulunan bu yapılardan biridir.
Böbrekler. Kan basıncında düşüş veya sempatik uyarı aldığında jukstaglomerüler hücreler renin salgılar. Renin, anjiyotensinogeni anjiyotensin I’e dönüştürür; bu madde akciğerlerde ACE aracılığıyla anjiyotensin II’ye çevrilir. Anjiyotensin II adrenal korteksi uyararak aldosteron salımını artırır. Ayrıca böbreklerden salgılanan eritropoietin, kemik iliğinde eritrosit üretimini önemli ölçüde hızlandırır.

GÖRSEL Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi
Mide ve ince bağırsak. Ghrelin midede üretilerek hipotalamusa “açlık sinyali” gönderir ve iştahın artmasını sağlar. Gastrin, mideye gıda girişinde paryetal hücrelerin HCl üretimini uyarır. İnce bağırsakta üretilen sekretin ve kolesistokinin sindirimin koordinasyonunda görev alır; sekretin pankreas sekresyonunu artırırken, kolesistokinin safra kesesini uyararak yağ sindirimi için gerekli safra salımını tetikler.

GÖRSEL Sindirimde görev alan bazı hormonlar
Karaciğer. Karaciğerin salgıladığı IGF-1; kemik ve yumuşak dokularda büyüme, onarım ve protein sentezi süreçlerini destekler. Trombopoetin, kemik iliğinde trombosit üretimini düzenler. Hepsidin ise ince bağırsak epitelinde demir emilimini baskılayarak vücudun demir dengesini korur. Hepsidinin yükselmesi, fazla demirin dolaşıma geçmesini önleyen temel mekanizmalardan biridir.

GÖRSEL Karaciğerde IGF-1 üretimi
Kalp. Atriyal natriüretik peptid (ANP), atriyum duvarlarının gerilmesine yanıt olarak salgılanır. Böbrek tübüllerinde sodyum geri emilimini azaltır, renin salımını baskılar ve adrenal korteksten aldosteron üretimini inhibe eder. Bu etkiler dolaşımda su ve tuz kaybını artırarak kan basıncının düşmesine katkı sağlar.
Adipoz doku (yağ doku). Leptin, hipotalamusa sinyal göndererek tokluk hissi oluşturur ve uzun dönemli enerji dengesinin korunmasını sağlar. Resistin, karaciğer ve kas dokularında insülin direncini artırırken; adiponektin insülin duyarlılığını güçlendirerek metabolik dengeyi destekler. Bu hormonların üretimi vücut yağ oranı ve enerji durumuna bağlı olarak değişir.

GÖRSEL İki kadının adipoz doku farkı
Kemik dokusu. Osteoblastlar tarafından üretilen osteokalsin ve lipokalin-2, pankreas beta hücrelerinin fonksiyonunu ve çoğalmasını destekler. Adipoz dokuda yağ depolanmasını azaltır, adiponektin salımını artırarak insülin hassasiyetini geliştirir. Böylece kemik dokusu yalnızca yapısal bir organ değil, metabolik işlevleri şekillendiren aktif bir endokrin organ hâline gelir.
Deri. Güneş ışığı deriye ulaştığında kolesterol kökenli bir öncül maddeden kolekalsiferol (provitamin D3) üretilir. Bu molekül karaciğer ve sonrasında böbrekte işlenerek aktif formu olan kalsitriol hâline gelir. Kalsitriol özellikle ince bağırsakta kalsiyum taşınmasını artırarak mineral dengesini düzenler. Diyetle alımı zor olduğu için vitamin olarak sınıflansa da fizyolojik olarak hormon gibi davranır.

GÖRSEL D3 hosentezi
Endokrin sistemin hangi organlardan hormon ürettiğini artık biliyoruz. Sıradaki adım, bu hormonların egzersiz sırasında nasıl davrandığını görmek. Bir sonraki bölümde dayanıklılık antrenmanına verilen endokrin yanıtları; özellikle kortizol, testosteron, katekolaminler ve IGF-1 gibi hormonların akut ve kronik değişimlerini inceleyeceğiz.
Sonuç olarak,
Konuya ilişkin bilginizi tamamlamak ve kendinize seviye atlatmak için önceki ve sonraki yazılara göz atmayı ihmal etmeyin. Linklere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
SSPS - level up yourself
Bu ve sitemizde yer alan diğer yazılar SSPS spor ve sağlık bilimleri kütüphanesi kaynakları kullanılarak hazırlanmıştır.



