İkincil mesajcı sistemin çoklu adımı hücresel fonksiyon açısından avantajlıdır. Çünkü bu sayede az miktarda madde ile yüksek oranda etki elde edilebilir ki buna "amplifikasyon" denir. Nasıl gerçekleştiğine adım adım bakalım.
Birinci mesajcı reseptöre bağlandığında reseptörün eşlendiği G-protein tarafından birçok adenilat siklaz uyarılır. Tek bir adenilat siklaz ise birçok ATP'ye etki ederek çokça cAMP üretir.
GÖRSEL Sinyal amplifikasyonu
Her bir cAMP molekülü tarafından bir PKA aktifleştirilir. Tek bir PKA ise çok yüksek oranda protein yapılı enzimi fosforilleyerek aktif (bazen inaktif) olmalarını sağlar. Her bir enzim bir çok ürün ortaya çıkartacağı için kademeli olarak oldukça çok miktarda ürün elde edilmiş olur.
Bu sistem uygulama açısından mantıklı peki az miktar derken tam olarak neyi kastediyoruz? Hormonların miktarı vücutta gerçekten az. Bu yüzden ölçtürdüğümüzde nanogram ve pikogram gibi ifadeler görürüz.
İnsan vücudunda bulunan 5 litrelik kanda toplamda 4-7 gram aralığında glukoz (kan şekeri) var. Bu, 4000-7000 miligram demek. Nanogram ve pikogramlık hormonlara kıyasla oldukça büyük bir değer, yine de toplam kan miktarına ve vücut ağırlığımıza kıyasla oldukça düşük.
GÖRSEL Sinyal amplifikasyonu
Amplifikasyon sayesinde en başta da belirttiğimiz gibi az madde ile yüksek oranda etki elde edebiliyoruz. Bu etkiyi görebilmek için ne madde ne de reseptör sayısının inanılmaz sayılarda olmasına gerek yoktur.
Sonuç olarak,
Konuya ilişkin bilginizi tamamlamak ve kendinize seviye atlatmak için önceki ve sonraki yazılara göz atmayı ihmal etmeyin. Linklere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
SSPS - level up yourself
Bu ve sitemizde yer alan diğer yazılar SSPS spor ve sağlık bilimleri kütüphanesi kaynakları kullanılarak hazırlanmıştır.