Kemik mikroskopik düzeyde incelendiğinde basit bir organ olmadığı anlaşılır. Kemik doku aslında bir bağ dokudur ve diğer bağ dokularda olduğu gibi içerisindeki hücreler ve hücre türleri ekstraselüler matriks ile sarılmıştır.

GÖRSEL Matrikse hapsolmuş osteosit
Ekstraselüler matriksin yapısına bakıldığında %55 kristalize minerallerden, %35 kolajen liflerden ve %15 sudan oluştuğu görülür. Kristalize mineraller kemiğe sert yapıyı verse de bu tek başına yeterli değildir, kolajen lifler sayesinde de esneklik kazanması gerekir. Bu kombinasyon sayesinde kemik çeşitli streslerle hasar görmeden başa çıkabilir.
Kemik yapısında en yüksek oranda kalsiyum fosfat bulunur. Bu, kalsiyum hidroksit ile birleşerek sertliğin ana maddesi olan hidroksiapatit kristallerini meydana getirir. Hidroksiapatit kristalleri diğer mineral tuzları ve sodyum, potasyum, florür gibi iyonlarla birleşerek iyice sertleşir.
Kemiğin sertleştirilmesine kalsifikasyon veya mineralizasyon denir. Kalsifikasyon, kemik yapıcı hücreler olan osteoblastlar tarafından başlatılır. Kemik yapısındaki spesifik bir minerale ihtiyaç duyulduğunda ise osteoklast hücreler tarafından kemik yıkımı başlatılır, serbest mineral dolaşıma verilir.

GÖRSEL Mineral ve kolajenin önemi
Bu süreçte bahsi geçen en önemli mineral kalsiyumdur. Çünkü kalsiyum deposunun %99'luk kısmı kemikte depolanır. Şimdi, hem yapımda hem yıkımda hem de normal metabolizmada görevli olan kemik hücrelerine ve görevlerine detaylıca bakalım.
Kemik Hücreleri
Osteoprogenitör hücreler. Özelleşmemiş kemik kök hücreleridir. Hücre bölünmesi yaşayabilen tek kemik hücresi türüdür, bu sayede osteoblast üretimi gerçekleşir. Periosteumun iç katmanında ve endosteumda bulunurlar.
Osteoblastlar. Kemik yapıcı hücrelerdir. Kolajen lifler başta olmak üzere dokunun ihtiyaç duyduğu organik moleküllerin sentezini sağlarlar, ekstraselüler matriksin inşaasından sorumludurlar.
Bu süreçle beraber kalsifikasyonu başlatırlar. Stres ve kırık meydana geldiğinde osteoblast üretimi hızlanır. Osteoblastlar, ürettikleri matriks içerisinde sıkıştıkları zaman osteositlere dönüşür.

GÖRSEL Osteojenik hücreler
Osteositler. Kemik hücrelerinin %90-95'lik kısmını oluştururlar. Yapılarından dendritik uzantılar bulunur, bu sayede hem kana hem de diğer hücrelere kolaylıkla madde ve kimyasal uyaran iletimi gerçekleştirirler.
Çok çeşitli özellikli yapıları vardır; bazıları matriks yapısını azaltırken bazıları matriks üretimini desteklemektedir. Bu sayede kemiğin günlük normal dengesini sağlarlar. Ayrıca, kemiğe uygulanan yükü osteositler algılar, ve bunu kimyasal bir mesajcıya çevirerek kemiğin yüke uygun olarak şekillendirilmesi sürecini başlatırlar.
Osteoklastlar. Birçok monositin bir araya gelerek oluşturduğu büyük yapılı hücrelerdir. Endosteumda yoğun olarak bulunurlar. Osteoklastların kemik yapısına bakan yüzeyleri katlantılı yapıdadır.

GÖRSEL Osteoklast hücre yapısı
Hücre bu kısımdan lizozomal enzimler ve sindirim enzimleri salar. Bu maddelerin salımı kemik yapısındaki protein ve minerallerin sindirilmesini sağlar, buna kemik rezorpsiyonu denir.
Sonuç olarak,
Konuya ilişkin bilginizi tamamlamak ve kendinize seviye atlatmak için önceki ve sonraki yazılara göz atmayı ihmal etmeyin. Linklere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
SSPS - level up yourself
Bu ve sitemizde yer alan diğer yazılar SSPS spor ve sağlık bilimleri kütüphanesi kaynakları kullanılarak hazırlanmıştır.