Egzersizle birlikte üretilen ve kanda görülen laktat konsantrasyonları egzersizin şiddetiyle doğrudan ilişkilidir. Akut egzersizle beraber hücre içi ve hücreler arası laktat taşıyıcılarında (MCT1 ve MCT4) artış meydana gelir.
Oksidatif kas liflerinde laktatın taşınması glikolitik kas liflerine kıyasla daha hızlı gerçekleşir. Oksidatif liflerin laktatı hızlı taşıyabilmesi onu egzersiz anında kendileri için substrat haline getirir. Bunun aksine, glikolitik liflerin yavaş taşıması, egzersiz sonrası süreçte laktattan glikojen dönüşümüne olanak tanır.
Kas laktat seviyeleri supramaksimal şiddetli bir egzersizin başlamasıyla anında artış gösterir. Bu artış supramaksimal egzersiz sürdürüldükçe, tabii ki, devam eder. Ancak maksimum şiddetli egzersizi uzun süre devam ettirebilmek pek mümkün değil.
GÖRSEL - Kan ve kas laktat artışları
Bu mantığa uygun olarak maksimum oranda laktat ve H+ üretimi egzersizin 40-60 saniyesi civarlarında olmaktadır. 400 metre yarışının son 100 metresi bunu anlamak için harika bir örnektir. İkinci bir örnek olarak ağırlık antrenmanlarını verelim.
Fitness salonlarında 20-30 saniyede biten 6-12 tekrarlar metabolit akümülasyonuna çok sebep olmayacaktır. Ancak setin sonuna eklenen 2-3 drop setle enerji harcanan süre uzayacağı için maksimum metabolit akümülasyonu (laktat ve H+ birikimi) gerçekleşecektir.
Kan laktat seviyeleri kas laktat seviyesiyle benzer bir grafik şekline sahiptir. Ancak laktatın kana difüzyonunu hesaba katın. Grafikte görülen gecikmeli artış difüzyonda geçen süreden kaynaklıdır. Şimdi ise kısa ve uzun süreli submaksimal aerobik egzersize bir göz atalım. Bunu ister düşük ister orta şiddetli bir egzersiz olarak alabilirsiniz. Ben, 3 dakikalık kısa bir jog koşusu yapmak istediğinizi farz ediyorum.
GÖRSEL - Şiddetten bağımsız laktat artışı
Bahsettiğimiz egzersiz düşük-orta şiddetli ve durmadan 1 saat boyunca devam ettirebileceğiniz bir şiddette. Yine de, kan laktat seviyeleriniz artış gösterir, peki neden? Bu artış oksijen eksikliği döneminde laktatın biriktiği anı ifade eder.
Egzersiz şiddetinden bağımsız olarak, gerçekleştirdiğiniz herhangi bir eylemin temposunu her değiştirdiğinizde vücudumuzun oksijen alımı ve taşınmasını o tempoya göre ayarlaması gerekir. Diğer adı oksijen eksiği olan bu süreç vakit almaktadır. Bunu unutmayın. Bu sefer direkt olarak 60 dakikalık bir koşu planladığınızı farz edelim. Kan laktat seviyeleriniz bu durumda nasıl bir grafik çizer?
Tabii ki de egzersizin başlamasıyla oksijen eksiğinden ötürü bir miktar laktat birikir ve kan laktatı yükselir. Aldığınız oksijen miktarı egzersize yetecek noktaya geldiğinde ise laktat seviyelerinde bir miktar azalma (dinlenime yaklaşma) gerçekleşir. Bu azalma, egzersizin başladığı anı takiben beşinci ve onuncu dakika arasında meydana gelecektir.
GÖRSEL - Devam eden egzersizde laktatın düşüşü
Bahsettiğimiz bu durumda (steady-state) laktatın üretilmesi ve temizlenmesi dengededir. Alınan oksijen tüketildiğinde egzersize yettiği için laktatın birikmesi gibi bir durum söz konusu değildir çünkü verimli çalışan aerobik sistem hidrojen taşıyıcıların kolayca serbest kalmasını sağlamaktadır.
Sonuç olarak, kanda görünen laktat miktarı egzersizin şiddetiyle doğru orantılıdır. Kasta ortaya çıkan laktatın kana difüzyonu biraz gecikmeli gerçekleşir bu sebeple iki değer aynı olmamaktadır. Solunum ve nabız artışının yavaş olmasından ötürü, egzersizin başlangıcındaki oksijen eksiği döneminde laktat üretilir. Bu üretim egzersiz şiddeti ne olursa olsun gerçekleşir. Yüksek şiddetli egzersize devam edildikçe kan laktat seviyeleri de egzersizle artış gösterir. Düşük şiddetli egzersize devam edildikçe başta biriken laktat devam eden 5-10 dakika aralığında dinlenim seviyelerine kadar düşer ve o seviyelerde seyretmeye devam eder.
Konuya ilişkin bilginizi tamamlamak ve kendinize seviye atlatmak için önceki ve sonraki yazılara göz atmayı ihmal etmeyin. Linklere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
SSPS - level up yourself
Bu ve sitemizde yer alan diğer yazılar SSPS spor ve sağlık bilimleri kütüphanesi kaynakları kullanılarak hazırlanmıştır.