Vücudumuzda farklı fonksiyonlardan sorumlu farklı damar yapıları bulunur ve bu yapılar vasküler sistemi oluşturur. Bu yazımızda arterler, arteriyoller, kapiller, venüller ve venlerin yapılarını ayrı ayrı anlattık ve kendilerine özel durumlardan bahsettik.
Arterler
Arterler kalın duvarlıdır ve kanın kalpten vücut dokularına doğru akmasını sağlarlar. Yapılarında yüksek oranda elastik doku bulunur, bu yapıları sayesinde sistol esnasında genişleyip diyastol esnasında daralırlar.
Sol ventrikülden fırlatılan kan aortaya girdiğinde damarın elastik duvarlarını genişletir. Bu genişlemeyle beraber elastik enerji depolanır böylece basınç rezervi oluşturulur. Ventriküllerin sistolde oluşturduğu basıncın etkisi geçince kan akışını sağlayacak olan şey bu basınç rezervidir.
GÖRSEL Aorta ve basınç rezervi
Sistol esnasında aortaya fırlatılan kanın damar duvarına uyguladığı kuvvete sistolik kan basıncı denir. Sistolu takiben gerçekleşen diyastol esnasında kalbin itiş gücü etkisini yitirir ve basınç azalır. Sistol sonrasında da kan akışının sağlanması için elastik damar duvarı daralır (basınç rezervi). Diyastol esnasında kanın damar duvarına uyguladığı bu kuvvete de diyastolik kan basıncı adı verilir.
"Kan basıncı (tansiyon), kanın damar duvarına uyguladığı kuvveti ifade eder."
Arteriyoller
Bu yapılar küçük yapılı arterlerdir. Arterlerden gelen kan arteriyoller aracılığıyla dokulardaki kapiller ağlara taşınır. Kan kalpten uzaklaştıkça kan damarları daralmasaydı kan akışı bir noktada dururdu. Bu sebeple, arteriyollerin çapları arterlere kıyasla daha küçüktür çünkü kanın kapiller ağlara kadar akması gerekir.
Arteriyoller, yapılarındaki düz kasların kasılıp gevşemesiyle daralıp genişler. Dolayısıyla kapiller ağlara iletilen kan miktarı arteriyollerin çapıyla doğru orantılıdır. Kanın hangi dokuya gideceğini belirleyen şeylerden birisi de budur. Sempatik sinirler, hormonlar ve lokal kimyasal maddeler damar çapını değiştirir.
GÖRSEL Arteriyollerde sempatik kontrol
Kanın hangi dokuya gideceğinin yanında dokunun hangi bölümüne yönlendirileceği de kontrol edilebilir. Arteriyolde akan kan doğrudan kapiller yatağa geçmez. İlk olarak arteriyolden direkt olarak venüle uzanan metarteriyole geçiş yapar.
Metarteriyol, bu sayede, kapiller yatağı besleyecek kana sahip olur. Kapillerin metarteriyol ile bağlantısı bulunan kısımlarında prekapiller sfinkterler bulunur. Sfinkterler vana görevi görür ve kapiller yatağa kan akıp akmamasını kontol ederler.
GÖRSEL Mikrosirkülasyonda prekapiller sfinkterler
Kapiller
Kapiller en küçük çaplı kan damarlarıdır öyle ki kırmızı kan hücreleri bu damar yapısı içinde tek sıra halinde ilerlemek zorundadır. Kapiller, arteriyel kan akışını venöz dönüşe bağlar. Yapılarında yalnızca bazal membran ve endotel hücrelerin oluşturduğu endotel tabaka bulunur.
Endotel hücreler birbirlerine bağlanmış hücreler olsalar da bu bağlanma çok sıkı değildir. Aralarında ayrıklar (cleft) bulunur. Madde alış-verişine olanak tanıyan yollardan birisi de budur. Vücudumuzda 3 çeşit kapiller türü bulunsa da merkezi sinir sistemimizde, akciğerlerimizde, derimizde ve kaslarımızda bulunan türün yapısı görseldedir.
GÖRSEL Kapillerin yapısı
Kasların yapısında bol miktarda kan damarı bulunur. Tendon ve ligamentlerde bulunan kapiller ağ kaslara kıyasla daha azdır, bu sebeple iyileşme süreleri de daha uzundur. Kıkırdaklarda ise kapiller bulunmaz. İhtiyaç duydukları besinleri çevre bağ doku beslemesinden alırlar.
GÖRSEL Kapillerde madde alış-verişi
"Kapillerde madde alış-verişi hücre zarından direkt difüzyonla, transitozla (veziküllerle) veya endotel hücreler arası yarıklardan gerçekleşir."
Kanın arteriyollerden venüllere geçişi kapiller sayesinde olur ve bu kan akışına mikrosirkülasyon adı verilir. Arteriyollerin en uç kısmı yani terminal arteriyoller genelde 10-100 kapiller dallanması yapar. Bu dallanmaya kapiller yatak adı verilir. Kapiller yatak kan ve çevre arasında gaz, besin ve atık alış-verişinin yapıldığı kısımdır. Kapiller yatağı geçen postkapiller venüllere akar.
Kapiller yatağa kan akışı olmazsa kan ve çevre doku arasında bir alış-veriş gerçekleşmez. Yemek yediğinizde kanın mide kaslarınıza yönlendirilmesi gerekir, halbuki sindirime gerek olmayan zamanlarda bu kapiller yataklar kapalıdır. Başka bir örnek ise yemek yiyip antrenman yapmaya gitmek olsun. Bu durumda midenizdeki kan kaslarınıza doğru yöneltilir. Bu durumda egzersiz anında midenizde sindirilemeyen gıdalar bulunacak ve size rahatsızlık verecektir.
GÖRSEL Mikrosirkülasyonda vazokonstriksiyon
Venüller ve Venler
Kapiller birleşerek venülleri oluşturur. Postkapiller venüller en küçük yapılı olanlardır, buna ek olarak yapılarında por bulundururlar. Yapılarındaki bu delikler sayesinde postkapiller venüllerde hala bir miktar madde alış-verişi durumu söz konusudur.
Venüller birleşerek venleri meydana getirir. Yapısal olarak arterler ile kıyaslarsak, venlerin damar duvarlarının daha ince ancak kan akışının gerçekleştiği boşluk olan lümenlerinin daha büyük olduğunu görürüz.
GÖRSEL Ven ve arterin yapısal farkı
Venlerin orta katmanında çok fazla düz kas bulunmaz. Bunun aksine dış katmanlarına bakıldığında yoğun bir bağ ve elastik doku görürüz. Dış katmanları genelde orta katmanlarından birkaç kat daha kalındır. Bu özellikleri kan basıncının düşük olmasını ve dolaşımdaki kanın çoğunluğuna sahip olmalarını sağlar.
Venlerin yapısında bulunan kapakçıklar ya da valfler kanın kalbe zıt yönde akışını engeller. Kollarımız ve bacaklarımıza giden kanın kalbe dönmek için yer çekimine zıt hareket etmesi gerekir. Bu sebepten ötürü ekstremitelerimizdeki venlerde bolca venöz kapakçık bulunur.
GÖRSEL Venöz kapakçıklar
"Egzersiz esnasında kasların kasılmasıyla venler sıkışır, böylece venöz dönüş artar."
Sonuç olarak;
Konuya ilişkin bilginizi tamamlamak ve kendinize seviye atlatmak için bu yazıyı tekrar okumayı, önceki ve sonraki yazılara göz atmayı ihmal etmeyin. Linklere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
SSPS - level up yourself
Bu ve sitemizde yer alan diğer yazılar SSPS spor ve sağlık bilimleri kütüphanesi kaynakları kullanılarak hazırlanmıştır.