Arterler, Kapiller ve Venler
- sspsyonetim
- 3 Şub 2024
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Ara
Vasküler sistem, kanın dokulara ulaştırılması ve yeniden kalbe taşınması için farklı yapıdaki damarların uyumlu çalışmasına dayanır. Arterler, kapiller ve venler bu sistemin temel halkalarıdır. Her birinin duvar kalınlığı, elastikiyeti ve akışı düzenleme kapasitesi birbirinden farklıdır. Bu yazıda bu damarların özelliklerini tek tek ele alarak işlevsel farklılıklarını açıklayacağız.
Arterler. Arterler kalpten çıkan kanın yüksek basınç altında dokulara ulaşmasını sağlar. Bu nedenle duvarlarında yoğun elastik lifler ve belirgin düz kas tabakası bulunur. Sistol sırasında genişleyip diyastolde daralarak basınç rezervi oluştururlar. Böylece akış, kalp gevşeme evresinde bile kesintiye uğramaz. Arterlerin stabil akış sağlayıcı rolü dolaşımın temelini oluşturur.
Sol ventrikülden fırlatılan kan aortaya girdiğinde damar duvarını esnetir ve elastik enerji depolar. Kardiyak basıncın etkisi azaldığında bu enerji geri salınır. Bu mekanizma basınç rezervi olarak bilinir ve sürekli ileri akışı destekler. Kalbin ritmik çalışması ile damarın elastik cevabı arasındaki bu denge hemodinamiğin merkezindedir.

GÖRSEL Aorta ve basınç rezervi
Sistolde oluşan yüksek kuvvet damar duvarında sistolik basınç olarak ölçülür. Diyastolde ise kalp itiş gücünü yitirir ve basınç düşer. Bu evrede akışı sürdüren şey aort duvarının geri büzülmesidir. Diyastolik basınç bu geri dönüş kuvvetinin damar duvarına yansımasıdır. Böylece arterler, kalp duraklasa bile akışı devam ettiren pasif bir pompa gibi davranır.
"Kan basıncı (tansiyon), kanın damar duvarına uyguladığı kuvveti ifade eder."
Arteriyoller. Arteriyoller, arterlerden daha küçük çaplı olup kanın kapiller yataklara kontrollü şekilde iletilmesini sağlar. Damar çaplarının daralması, akış hızının korunması için gereklidir. Arteriyoller bu nedenle direnç damarları olarak tanımlanır. Kanın hangi dokuya yönlendirileceği büyük ölçüde bu damarların anlık çap değişimlerine bağlıdır ve bölgesel perfüzyonu belirler.
Arteriyollerdeki düz kas lifleri sinirsel ve kimyasal uyaranlara hızlı yanıt verir. Sempatik aktivite, hormonlar ve lokal metabolitler bu yanıtı şekillendirir. Böylece damar daralabilir veya genişleyebilir. Kapiller yatağa iletilen kan hacmi doğrudan bu değişikliklere bağlıdır. Bu mekanizma egzersiz, sindirim veya stres gibi durumlarda kan dağılımını etkili biçimde düzenler.

GÖRSEL Arteriyollerde sempatik kontrol
Arteriyolden çıkan akış önce metarteriyole yönelir. Bu yapı kapiller yatağa ulaşacak kanın başlangıç yoludur. Kapiller dalların giriş noktalarında bulunan prekapiller sfinkterler birer vana gibi davranır. Açılıp kapanarak belirli kapiller ünitelerin aktif olup olmayacağını belirlerler. Böylece dokunun yalnızca ihtiyaç duyan bölgeleri perfüze edilir.

GÖRSEL Mikrosirkülasyonda sfinkter fonksiyonu
Kapiller. Kapillerler dolaşım sisteminin en ince damarlarıdır ve madde alışverişinin gerçekleştiği yerdir. Endotel ve bazal membrandan oluşan bu basit duvar yapısı difüzyonu kolaylaştırır. Eritrositler kapillerden tek sıra hâlinde geçer. Bu dar yapı, gaz ve besinlerin kısa mesafede hücrelere ulaşmasını sağlar. Kapillerlerin minimal tasarımı bu verimli alışverişin temelidir.
Endotel hücreleri arasında bulunan küçük yarıklar maddelerin sızmasına izin verir. Merkezî sinir sistemi gibi bazı dokularda bu yarıklar neredeyse yokken kas ve deri gibi yapılarda belirgindir. Bu nedenle kapiller geçirgenliği dokuya göre değişir. Üç temel kapiller tipi bulunsa da çoğu dokuda sürekli kapiller tipi bulunur ve görseldeki yapı buna karşılık gelir.

GÖRSEL Kapillerin yapısı
Kas dokusu yoğun kapiller ağ içerirken tendon ve ligamentlerde bu ağ daha seyrektir. Bu nedenle bu dokuların iyileşme süresi kaslara kıyasla daha uzundur. Kıkırdak dokuda ise kapiller bulunmaz; beslenme difüzyonla çevre bağ dokudan sağlanır. Bu yapısal farklılıklar dokuların metabolik kapasitesini ve yenilenme hızını belirleyen önemli etmenlerdir.
Kapillerlerdeki madde geçişi difüzyon, transitoz veya hücreler arası yarıklardan gerçekleşir. Bu süreçlerin etkinliği doku ihtiyacına göre değişir. Mikrosirkülasyon olarak tanımlanan bu akış sistemi, terminal arteriyollerden kapiller yatağa ve oradan postkapiller venüllere uzanır. Bu yatak, gaz ve besin alışverişinin gerçekleştiği fizyolojik merkezdir.

GÖRSEL Kapillerde madde alış-verişi
Kapiller yatağın kapanması veya kan akışının yön değiştirmesi fizyolojik olarak sık görülen bir durumdur. Örneğin yemek sonrası kan mide çevresinde yoğunlaşırken egzersiz sırasında iskelet kaslarına yönlendirilir. Bu nedenle yemek sonrası yapılan antrenmanlarda sindirilmemiş içerik mide rahatsızlığı yaratabilir. Kan dağılımı bu dinamik sistem tarafından yönetilir.
Venüller ve venler. Kapillerlerin birleşmesiyle oluşan postkapiller venüller, yapılarındaki küçük porlar sayesinde hâlâ sınırlı madde alışverişine izin verir. Venüller birleştikçe daha geniş lümenli, ince duvarlı venlere dönüşür. Venlerin düşük basınca uyumlu tasarımı nedeniyle damar duvarları daha zayıftır ancak kan hacmi kapasitesi belirgin şekilde fazladır.
Venlerde düz kas yoğunluğu azdır; buna karşın dış tabaka bağ ve elastik doku açısından gelişmiştir. Bu yapı venleri düşük basınç altında büyük miktarda kan taşıyabilen rezervuar damarlara dönüştürür. Ayrıca, venöz kapakçıklar kanın geri akmasını engeller. Özellikle bacak venlerinde bu kapakçıklar yerçekimine karşı dönüşü kolaylaştırır.

GÖRSEL Ven ve artein yapısal farkı
Ekstremitelerdeki venöz kapakçıklar kas pompası ile birlikte çalışarak venöz dönüşü destekler. Egzersiz sırasında kasların ritmik kasılması venleri sıkıştırır ve kanı yukarı iter. Bu mekanizma, dolaşımın düşük basınçlı bölümünde akışın sürdürülmesi için kritiktir. Kapakçık yetmezliği geliştiğinde ise kan geriye kaçabilir ve venöz problemler ortaya çıkar.
Damarların bu yapısal farklılıkları, kanın güvenli ve kontrollü şekilde taşınmasını mümkün kılar. Bir sonraki bölümde kanın fiziksel ve biyokimyasal özelliklerini ele alarak, bu dolaşım ağında taşınan sıvının hangi temel fonksiyonları yerine getirdiğini inceleyeceğiz. Böylece damar yapıları ile kanın görevleri arasındaki ilişki daha net bir çerçeveye oturacaktır.

GÖRSEL Venöz kapakçıklar
"Egzersiz esnasında kasların kasılmasıyla venler sıkışır, daha çok kan kalbe doğru hareketlenir ve böylece venöz dönüş artar."
Sonuç olarak;
Konuya ilişkin bilginizi tamamlamak ve kendinize seviye atlatmak için bu yazıyı tekrar okumayı, önceki ve sonraki yazılara göz atmayı ihmal etmeyin. Linklere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
SSPS - level up yourself
Bu ve sitemizde yer alan diğer yazılar SSPS spor ve sağlık bilimleri kütüphanesi kaynakları kullanılarak hazırlanmıştır.



